Türkiye Yeni Dünyanın Üretim Üssü Olabilir mi?

Türkiye Yeni Dünyanın Üretim Üssü Olabilir mi?

2022 yılı sonunda 100 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklüğe doğru giden dünya, Pandemi’den sonra yeni denge noktalarını arıyor. Pandemi, bir ülke ve halkının temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için temel ihtiyacı olan üretim kalemlerinin yakında ve erişilebilir olmasının ne kadar hayati olduğu gerçeğini bir kez daha ön plana çıkardı.

Pandemi süresince birçok Avrupa ülkesi ve ABD, bir de baktılar ki otomobillerdeki çiplerden, köpek mamalarına, evdeki tuvalet kağıtlarından cep telefonlarına ve otomobillere kadar dışa bağımlı duruma gelmişler. Bu kapanma durumunda marketlerde ürün kalmadı, fabrikalar çipler tedarik edilemediğinden üretim yapamadı.

1960’ta 1.4 trilyon, 1970 yılında yaklaşık 3 trilyon dolar seviyesinde olan dünya GSMH’sı 2021’de 96 trilyon ABD dolarını geçti. 2022 sonunda 100 trilyon dolara erişmesi bekleniyor. Aynı zamanda 2021 yılı sonunda kütlesel ticaret hacmi 28.5 trilyon dolar ile rekor bir seviyeye ulaşmıştı. 2023 sonunda 30 trilyon doları geçmesi bekleniyor.

Dünyada son 40 yıl içinde hızla artan sanayileşme ucuz işçilik ve enerji maliyetleri ile çekim merkezi haline gelen Çin’i ve Güney Asya ülkelerini ön plana çıkardı. Çin 2022 yılı itibariyle 4.86 trilyon dolarlık üretim gücüyle dünyada gerçekleştirilen üretimin %30’unu tek başına kendisi üretmeye başladı. Dünyada tüketilen enerjinin %24’sini tüketiyor. Son yıl 10 yıl içinde Çin’deki üretim 2 kattan fazla arttı.

Çin 2021 yılında 181 milyar dolar doğrudan yabancı sermaye yatırımı aldı

Üretimde Çin’in ağırlığının artmasıyla birlikte başta ABD olmak üzere Çin’e karşı ticari tedbirler alınmaya başladı. Devam eden ticaret savaşlarına rağmen Çin’in yatırım cazibesi artmaya devam ediyor. Çin OBOR adını verdiği ‘bir kuşak bir yol’ projesiyle nitelikli pazarlara gidecek güzergahları yatırımlarıyla kontrol altına almaya çalışıyor. 2021 yılında Çin’e yapılan doğrudan yabancı sermaye yatırım tutarı 181 milyar dolarak seviyesinde gerçekleşti. 2022 yılında bu eğilim artmaya devam ediyor. İlk 10 aylık doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının 10 milyar dolarlar seviyesinde seyretmesi, bunun büyük çoğunluğunun gayrimenkul satın almaları olması, aramızdaki uçurumu gösteriyor. Çin kabaca bizden 100 kattan fazla yatırım alıyor.

Türkiye Yeni Dünyanın Üretim Üssü Olabilir mi?

Orta lojistik koridoru Türkiye’yi 5 trilyon dolarlık ekonomiye taşıyabilir

Halen 800 milyar dolar ekonomik büyüklükte ilk 20 ekonomi arasında yer bulamayan Türkiye, eğer Avrupa’nın hemen yanında olma gücünü iyi kullanırsa, nitelikli ve genç işgücünü doğru yönetebilirse yatırımların önümüzdeki 30 yılda yeni güzergahı olmaya aday olabilir. Pandemi’de Çin’den 12 haftada Avrupa’ya gidemeyen konteynerler Türkiye’den Avrupa’nın en uç noktalarına sadece 5 günde gidebiliyor. Bu müthiş bir avantajdır. Türkiye’de 28.5 milyon öğretime devam eden öğrenci var. Bu sayı bile Avrupa’daki 47 ülkenin toplam nüfusundan fazla.

Ukrayna-Rusya savaşlarıyla kuzey lojistik koridoru büyük hasar aldı. Savaş bitse bile 5 yılda eski günlerine dönemez. Trans Hazar koridoru üzerindeki trafik son 2 yıl içinde 6 kat, hacim ise 10 kattan fazla arttı. Tüm bu nakliye trafikleri Türkiye üzerinden geçiyor.

Sahip olduğu nitelikli ve genç iş gücü, alternatif enerji koridorlarının geçiş noktasında olması, herkesin mal satmaya çalıştığı Avrupa pazarlarına sadece birkaç günde ürünlerini gönderebilme gücü Türkiye’yi ayrıcalıklı hale getiriyor. Bu fırsat iyi değerlendirildiği takdirde Türkiye önümüzdeki 10 yılda 500 milyar doların üzerinde doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını kendine çekebilir. Bu da Türkiye’ye trilyon dolarlık üretim gücü yaratacaktır.

Kaynak: KOBİ EFOR