Türkiye TIRPORT’la Dijital Yük Pazarı’na Taşınıyor

Türkiye TIRPORT'la Dijital Yük Pazarı'na Taşınıyor

Yük piyasaları ABD’yi de içine alacak biçimde dünyanın tamamında benzer karakteristik özellikleri barındırıyor. Örneğin nakliye sektörü genellikle çok parçalı bir yapıdadır ve Pazar genellikle altı kamyondan daha azına sahip küçük filoların hakimiyeti altındadır. Sektör ayrıca belirli piyasa oyuncularının değişime direnmesi sebebiyle, teknoloji entegrasyonunun eksikliğinden muzdarip durumda.

Türkiye’deki durum ABD piyasalarındaki sorunları belirli ölçüde yansıtıyor ve bu nedenle olasılıklar aynı derecede geçerli. İstanbul merkezli bir startup olan TIRPORT pazardaki potansiyeli görmeyi başarmış ve sektörde acil bir şekilde yenilenmeye ihtiyaç duyan sisteme zamanın ötesinde yenilikçi nitelikler kazandırabileceğine inanıyor.

TIRPORT iş geliştirme uzmanı Burak Çağlar bu platformdan, “TIRPORT yük veren ve yük taşıyanlara, gerçek zamanlı ve konum tabanlı bir dijital platformda buluşma ve eşleşme imkânı tanıyor. Platformumuzun sunduğu hizmetler bu kadarla sınırlı kalmıyor; şirketlerin lojistik taşıma süreçlerini anlık monitörizasyon ve raporlama imkanları ile yönetebilmelerini sağlıyoruz.” şeklinde söz ediyor.

Türkiye’de lojistik operasyonlarının %92’si karayolu taşımacılığı ile gerçekleşmekte; 2 bin lojistik firması ve 900 bin kamyon her gün taşımalarda aktif olarak rol alıyor. Konuyla alakalı olarak TIRPORT iş geliştirme müdürü Alemdar Kadıoğlu, “Bu taşımaların gerçekleştirildiği her 10 kamyondan 9’u şahıslara ait. Bu durum çoğu kamyonun dönüş yükü bulamadan taşıma gerçekleştirmesine neden oluyor. Biz herşeyden önce bu sorunu çözmek istedik. TIRPORT ile yük taşıyanlar henüz taşımalarını tamamlamadan kolaylıkla dönüş yükü bulabiliyorlar.” diye konuşuyor.

TIRPORT dijital bir yük pazarı olmanın yanı sıra, şirketlerin yükleme ve boşaltma noktaları arasında yüklerini takip edebilmelerine olanak sağlıyor. Ayrıca, TIRPORT birçok firmanın ve kamyon şoförünün, taşıma sürecinin hayati önemde bir parçası olan sevkiyat belgelerini kaybetme sorunundan yakındığını fark etmiş. Sektörde geleneksel bir konsept ile faaliyet gösterildiği için belgelerin kaybedilmesi olumsuz sonuçlar doğurabiliyor.

Şirketin kilit müşteri uzmanı Ersin Demircioğlu karşılaştıkları benzer bir durumdan şöyle söz ediyor; “Karşılaştığımız taşımasını gerçekleştirmiş ancak faturasını kaybetmiş bir kamyon şoförü vardı. Türkiye’de teslim evrakı kaybedildiğinde ilgili ödemeler yapılmaz. Fakat platformumuza, taşıma sürecinin referansı niteliğinde olan, taşıma evraklarının fotoğrafının çekilerek yüklenmesi gerekiyor. Kamyoncu platformumuzu kullandığından ve faturanın bir görüntüsünü yüklediğinden TIRPORT’u ödemesini alabilmek için bir delil olarak kullandı.”

TIRPORT faaliyete geçmeden önce hizmet geliştirme ve pazar doğrulaması çalışmalarını gerçekleştirmiş bir kuruluş. Pazardaki durumla ilgili olarak Alemdar Kadıoğlu, ”Türk pazarında türümüzün ilk örneğiyiz. Benzer şekilde faaliyet gösteren birkaç platform olsa da öncelikle birer lojistik firması olduklarından ERP hizmetleri sunmuyorlar.” Şeklinde konuşuyor.

Startup dijital bir nakliye pazarı olarak ortaya çıkmış olsa da lojistik firmalarının kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek ERP çözümlerine ihtiyaç duyduklarını farketmiş durumda. Alemdar Kadıoğlu TIRPORT’un yapısını “Büyük firmalar SAP veya Oracle’ı kullanabilir ancak küçük firmalar bunu yapamaz. Çünkü bu yazılımlar yeterince esnek değildir. Ancak biz her zaman şirketlerin ihtiyaçların uygun geliştirmeleri sağlayabiliriz. Bu şekilde daha cazip hale geliyoruz.” Diyerek anlatıyor.

Bugün yaklaşık 30 firma ve bin kamyon şoförü ile faaliyette olan TIRPORT kendini sağlamlaştırmaya devam ediyor. Türkiye’de bulunan 1.5 Milyon kamyonun tamamının bu sisteme kazandırılması hedefleniyor.

Kaynak: FreightWaves